Tom was in his undies.
- Tom iç çamaşırlarının içindeydi.
I am not wearing any underwear.
- Hiç iç çamaşırı giymiyorum.
The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
- Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.