He had worked hard to keep Kansas peaceful.
- Kansas'ı huzurlu tutmak için çok çalıştı.
For a time, things were peaceful.
- Bir süre için her şey huzurlu idi.
Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
The forest was very tranquil.
- Orman çok huzurluydu.
Ah! How serene is this temple!
- Oh! Bu tapınak ne kadar huzurlu!
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
This forest is quiet and peaceful.
- Bu orman sakin ve huzurlu.
The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.
- Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
Air travel is fast; sea travel is, however, restful.
- Hava seyahati hızlı ancak deniz seyahati huzurlu.
Nature photos of animals taken in complete tranquility and serenity, are truly masterpieces.
- Hayvanların huzur ve sükunet içinde çekilen doğa resimleri gerçekten şaheserdir.
Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, I don't want any of my boys to be lawyers.
- Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum. dediğini duyduk.
They made a fool of him in the presence of ladies.
- Bayanların huzurunda onu aptal yerine koydular.
Nature photos of animals taken in complete tranquility and serenity, are truly masterpieces.
- Hayvanların huzur ve sükunet içinde çekilen doğa resimleri gerçekten şaheserdir.
Tom just wanted some peace and quiet.
- Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi.
She passed away peacefully in her sleep.
- O, uykusunda huzur içinde vefat etti.
I never feel comfortable in his presence.
- Onun huzurunda asla rahat hissetmem.
I feel restless when I have to wait too long for my friend to show up.
- Arkadaşımın gelmesini çok uzun süre beklemek zorunda kaldığımda huzursuz hissediyorum.
She felt restless all day long.
- O gün boyu huzursuz hissetti.
The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.
- Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
I saw at once that he was ill at ease.
- Onun huzursuz olduğunu hemen anladım.
I feel ill at ease with her.
- Onunla birlikte huzursuz hissediyorum.
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
All I want is peace and quiet.
- Bütün istediğim huzur ve sessizlik.