Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
O, yüzüncü doğum gününden birkaç gün önce öldü.
- He died a few days before his hundredth birthday.
Yüzüncü doğum gününde birkaç gün içerisinde öldü.
- He died within a few days of his hundredth birthday.
Overall, the top a hundred and seventy-five executives at the companies.