O, ona sarılmak istiyor.
- She wants to hug him.
Sarılmaktan vazgeçtiler.
- They stopped hugging.
Bu akşam seni kucaklamak ve kahveye davet etmek istiyorum, bunu nasıl yapabilirim?
- I want to hug you and invite you to coffee this evening, how can I do that?
Sadece hoş büyük bir kucaklamaya ne dersin?
- How about just a nice, big hug?
Herkesin büyük bir kucaklamaya ihtiyacı var.
- Everyone needs a big hug.
Sana sarılmama izin ver.
- Let me give you a hug.
O, ona sarılmak istiyor.
- She wants to hug him.
Şu ana kadar Tom'la kucaklaştığımı sanmıyorum.
- I don't think I've ever hugged Tom.
Kız, bebeğini kucakladı.
- The girl hugged her doll.