hochheben

listen to the pronunciation of hochheben
Немецкий Язык - Турецкий язык
yukarı kaldırmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение hochheben в Английский Язык Турецкий язык словарь

lift
{i} kaldırma

Bunu kaldırmama yardım eder misin? - Can you help me lift this?

Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum. - I forgot to lift the receiver before dialing the number.

lift
(Spor) taşıma
lift
(Coğrafya) üst katman
lift
kaldırma mesafesi
lift
{f} kaldır

Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı. - The policeman lifted the box carefully.

Bir parmağını bile kaldırmazdı. - He wouldn't even lift a finger.

lift
araklamak
lift
yükseltme
lift
bitmek
lift
kaldırma kuvveti
lift
ortadan kaldırmak
lift
arabasına alma
lift
{f} (kulakları) dikmek
lift
(fiil) kaldırmak, yukarı kaldırmak, yükseltmek, topraktan çıkarmak, çalmak, yürütmek, germek, kalkmak, havalanmak
lift
{f} (sis/duman) dağılmak
lift
kaldrış
lift
{i} yardım

Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler. - They gave me a hand to lift the fridge.

Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti. - Yoshio helped me lift the box up.

lift
(Askeri) KALDIRIŞ: Havanın kaldırıcı hassasından veya aerodinamik basınçtan ileri gelen yükseltici kuvvet; bir uçakta, kanatlar üzerindeki basıncın azalması dolayısıyla meydana gelen yükselme temayülü
lift
(isim) kaldırma, teleferik, yükseltme, asansör, yardım, arabasına alma
lift
{f} kalkmak
Немецкий Язык - Английский Язык
lift
to upheaval
to raise
to heave something
to elevate
etw. hochheben
to uplift something
etw. hochheben
to hike up <> something