hoşnutlukla

listen to the pronunciation of hoşnutlukla
Турецкий язык - Английский Язык
favorably
gladly

I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to. - Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.

hoşnut
contented
hoşnut
{s} glad

He will be only too glad to help you. - Sadece ,sana yardım etmekten çok hoşnut olacak.

I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to. - Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.

hoşnut
content

Tom certainly looks very content. - Tom kesinlikle hoşnut görünüyor.

He is content with the simple life. - Basit bir yaşamdan hoşnuttur.

hoşnut
pleased

I'm glad you're pleased. - Ben senin hoşnut olmandan memnunum.

I thought you'd be pleased. - Ben senin hoşnut olacağını düşündüm.

hoşnut
{s} delighted

Tom will be delighted to hear that. - Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.

She was much delighted at my gift. - O hediyemden çok hoşnut oldu.

hoşnut
delighted at
hoşnut
contented with
hoşnut
gladsome
hoşnut
gratified
hoşnut
satisfied, glad, pleased, content, contented (with)
hoşnut
satisfied

I'm not satisfied with the structure of this sentence. - Bu cümlenin yapısından hoşnut değilim.

I'm not satisfied either. - Ben de hoşnut değilim.

hoşnut
rejoiced at
hoşnut
jolly
hoşnut
bucked
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение hoşnutlukla в Турецкий язык Турецкий язык словарь

hoşnut
Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan
hoşnutlukla
Избранное