He enjoyed reading detective stories.
- O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
Felicja enjoys watching TV.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
I don't care for foreign food.
- Ben yabancı yemekten hoşlanmam.
Mary's boss is a bit too tactile for her liking.
- Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.