If you behave like a servant, you'll be treated like a servant.
- Bir hizmetçi gibi davranırsan, bir hizmetçi gibi davranılırsın.
He had three servants to wait on him.
- Ona hizmet edecek üç hizmetçisi vardı.
I'm a stupid old maid in my thirties.
- Ben otuzlu yaşlarda aptal yaşlı bir hizmetçiyim.
Tom wishes he had a maid.
- Tom bir hizmetçisinin olmasını diliyor.
No, you clean it! I'm not your skivvy! she said.
- O, Hayır, onu sen temizle! Ben senin hizmetçin değilim! dedi.
Here comes the server.
- İşte hizmetçi geliyor.
I'll be your server tonight.
- Bu gece hizmetçiniz olacağım.
In Japan it is not customary to tip for good service.
- Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
Bank services are getting more and more expensive.
- Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
The maid gave up her job.
- Hizmetçi kız, işinden ayrıldı.
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
Everyone is waiting on you.
- Herkes sana hizmet ediyor.
We're waiting to be served.
- Biz hizmet edilmeyi bekliyoruz.
Postal services are a government monopoly.
- Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
The postal service in this country isn't fast.
- Bu ülkede posta hizmeti hızlı değildir.
Postal services are a government monopoly.
- Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
Bank services are getting more and more expensive.
- Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
Why on earth did you take him to the station?
- Hangi akla hizmet onu istasyona götürdün?
After some freight cars were derailed, services were suspended on the Chuo Line.
- Bazı yük vagonları raydan çıktıktan sonra, hizmetler Chuo Hattı üzerinde askıya alındı.
He served his master well.
- O, efendisine iyi hizmet etti.
This hotel does not serve lunch.
- Bu otel öğle yemeği hizmeti vermez.
Have you ever hired a maid?
- Hiç bir bayan hizmetçiyi işe aldın mı?
He works at the welfare office.
- O, sosyal hizmetler müdürlüğünde çalışıyor.
The mission remains to serve others.
- Misyon başkalarına hizmet vermeye devam etmektedir.