He sold his shares with a very good profit.
- O, hisselerini çok iyi bir karla sattı.
I own 1,000 shares of NTT stock.
- NTT Menkul kıymetlerin 1,000 hissesine sahibim.
I'm feeling a lot better.
- Çok daha iyi hissediyorum.
I'm feeling a lot better now.
- Şimdi çok daha iyi hissediyorum.
There are huge interests at stake.
- Hissede büyük kârlar var.
Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night.
- Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.
Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.
- Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.
Tom certainly knows how to pick stocks.
- Tom kesinlikle hisse senedini nasıl alacağını biliyor.
The company's stock price jumped yesterday.
- Şirketin hisse senedi fiyatı dün fırladı.
My sister spends a lot of time on her little allotment.
- Kız kardeşim onun küçük hissesine çok zaman harcıyor.
Your allotment is $20.
- Senin hissen 20 dolar.
Tom has a thirty percent interest in the company.
- Tom bu şirkette yüzde otuzluk bir hisseye sahip.
She has a 10 percent interest in the company.
- Onun, şirkette yüzde 10'luk bir hissesi var.
She has a 10 percent interest in the company.
- Onun, şirkette yüzde 10'luk bir hissesi var.
We have a majority interest in the company.
- Biz şirkette çoğunluk hissesine sahibiz.
Susie was unable to take part in the game because she wasn't feeling well.
- Susie iyi hissetmediği için oyuna katılamadı.
Tom wasn't feeling particularly talkative.
- Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
Share prices have been erratic this last month.
- Hisse senedi fiyatları bu son ay dengesizdi.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
Bill has stock in that company.
- Bill'in o şirkette hisse senedi var.