поиск
перевод
Игры
Программы
Регистрация
Войти
Настройки
Блог
О нас
Контакты
учетной записи
Войти
Регистрация
Настройки
English
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
Türkçe
Deutsche
Русский
العربية
ç
ı
ğ
ö
ş
ü
â
Online English Turkish and Multilingual Dictionary 20+ million words and idioms.
his her
Английский Язык - Турецкий язык
Определение
his her
в Английский Язык Турецкий язык словарь
Связанные Термины
sweep someone off
his
/
her
feet
aklını başından almak
He/She can stew in
his
/
her
own juice!
k. dili Ne hali varsa görsün!
What's
his
/
her
/its/their name
adı aklıma gelmiyor, neydi adı
bring s.o. to
his
/
her
knees
birini yola getirmek, birine boyun eğdirmek, birine diz çöktürmek
deflect s.o. from
his
/
her
purpose
birini amacından çevirmek
evaluate s.o./s.t. on
his
/
her
/its own merits
birini/bir şeyi kendi yeteneklerine/özelliklerine göre değerlendirmek
frighten s.o. out of
his
/
her
wits/frighten the wits out of s.o
birinin odunu koparmak/patlatmak
in
his
/
her
own backyard
kendi çevresinde
put s.o. in
his
/
her
place
k. dili birine göstermek, birine dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek, birine Hanya´yı Konya´yı göstermek, birine haddini bildirmek
put s.o. out of
his
/
her
misery
1. birini öldürerek acılarına son vermek. 2. birinin çaresine bakmak, birini öldürmek. 3. birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak
put s.o. through
his
/
her
paces
bir kimsenin yeteneğini denemek
scare s.o. out of
his
/
her
wits/scare the wits out of s.o
birinin odunu koparmak/patlatmak
send s.o. to
his
/
her
glory
birini öldürmek
sweep s.o. off
his
/
her
feet
k. dili birini kendine sırsıklam âşık etmek
take s.o. at
his
/
her
word
birine inanmak
take s.o. up on
his
/
her
offer
birinin teklifini kabul etmek: İ´ll take you up on that. O teklifini kabul ediyorum
to take
his
/
her
seat
bir görevde yerini almak
to the best of
his
/
her
ability
elinden geldiği kadar, yapabildiği kadar, yeteneğinin elverdiği kadar
upon
his
/
her
explanation
açıklaması üzerine
bring s.o. to
his
/
her
birini yola getirmek, birine boyun eğdirmek, birine diz çöktürmek
has right on
his
/
her
side
kendi açısından haklı
his
/
her
majesty's ship
(Askeri)
ingiliz kraliyet gemisi
in
her
/
his
capacity as
sıfatı ile
on
his
/
her
merits
değerine göre
out of
his
/
her
senses
aklı başından gitmiş, çıldırmış
put s.o. in
his
/
her
{k}
birine göstermek, birine dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek, birine Hanya'yı Konya'yı göstermek, birine haddini bildirmek
send s.o. to
his
/
her
birini öldürmek
sweep s.o. off
his
/
her
{k}
birini kendine sırsıklam âşık etmek
take s.o. at
his
/
her
birine inanmak
Английский Язык - Английский Язык
Определение
his her
в Английский Язык Английский Язык словарь
Связанные Термины
his
heart went out to
her
his soul went out to her, he cared very deeply for her, he felt sorry for her, he had empathy for her
Турецкий язык - Английский Язык
Определение
his her
в Турецкий язык Английский Язык словарь
Связанные Термины
darısı başına! May your/
his
/
her
turn come next!
(said to wish one person the same good fortune that has befallen another)
tekne kazıntısı the youngest child of the family, born when
his
/
her
parents are
(said jocularly)
his her
Турецкое произношение
hîz hır
Произношение
/həz hər/ /hɪz hɜr/
Resimler
Google Resimler
Bing Resimler
История
his her
tatbik etmek
plaque de cuivre, feuille de cuivre
self-service
yardımsız, kendi başına, yalnız başına
kapatarak
dikte etmek
Еще...
Очистить
Избранное
Еще...
Очистить