Sami was completely unaware of the insatiable greed driving Layla.
- Sami, Leyla'yı yönlendiren tatmin edilemez hırstan tamamen habersizdi.
He is selfish and greedy.
- O bencil ve hırslıdır.
We defy our foes, for our passion makes us strong!
- Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!
Mary is very passionate about her work.
- Mary işi hakkında çok hırslı.
That politician is full of ambition.
- Bu politikacı hırs dolu.
She realized her ambition to become a great scientist.
- O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı.
Tom is an avid fisherman.
- Tom hırslı bir balıkçı.
Tom is an avid tennis player.
- Tom hırslı bir tenis oyuncusu.