The earth can satisfy our needs but not our greed.
- Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.
He is selfish and greedy.
- O bencil ve hırslıdır.
Mary is very passionate about her work.
- Mary işi hakkında çok hırslı.
I have always been very passionate about politics.
- Politika konusunda daima çok hırslı oldum.
That politician is full of ambition.
- Bu politikacı hırs dolu.
He fell a victim to his own ambition.
- Kendi hırsının kurbanı oldu.
Tom is an avid tennis player.
- Tom hırslı bir tenis oyuncusu.
Tom is an avid reader.
- Tom hırslı bir okuyucu.