Beraber gelmemin bir sakıncası var mı?
- Do you mind if I come along?
O, büyük bir arabada geldi.
- He arrived in a big car.
Otobüs, on dakika geç geldi.
- The bus arrived ten minutes late.
Ben geldiğimde, anlaşmazlık kaynama noktasına ulaşmıştı.
- When I arrived, the dispute had reached its boiling point.
Neden eşlik etmek zorunda olduğumu anlamıyorum.
- I don't see why I had to come along.