Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Zaman zaman, ona güvenemiyorum.
- At times, I can't trust him.
Ben zaman zaman onunla karşılaşırım.
- I meet him from time to time.
Zaman zaman daha akademik biriyle detaylı bir konuşma yapmak istiyorum.
- I like to have a deep conversation with a more academic person from time to time.
Hoşuma gittiğin kadar, bazen su katılmamış bir pislik olabildiğini de düşünüyorum.
- As much as I like you, I think you can be a total jerk at times.
Hepimiz bazen bir aptal gibi davranırız.
- We all make fools of ourselves at times.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
- My son came to see me from time to time.
Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- My uncle comes to see me from time to time.
Hâlâ seni bazen düşünüyorum.
- I still think about you from time to time.
Tom bazen bana hâlâ yazıyor.
- Tom still writes to me from time to time.