Da liegt einer auf die Strasse.Bitte leisten Sie ihm Hilfe!.
Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.
- The man dived to the drowning woman's aid.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
- Health workers aid people in need.
Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
- They came to our aid at once.
Onun kaçmasına yardım ettiğim için tutuklandım.
- I was arrested for aiding in his escape.
Onu kendi işinde destekledik.
- We aided him in his business.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
- The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.
- A dictionary is an important aid in language learning.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
- The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
It's not going to be easy to do that without a lot of help.
- Ohne viel Hilfe wird sich das nicht so einfach erledigen lassen.
It's going to be hard to do that without a lot of help.
- Es wird schwierig sein, das ohne viel Hilfe zu tun.
Doctor, please give this child first aid.
- Herr Doktor, dieses Kind braucht Erste Hilfe.
This course teaches basic skills in First Aid.
- In diesem Kurs lernt man Grundkenntnisse in Erste Hilfe.