This story is short enough to read in one lesson.
- Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
Who told you the story?
- Sana hikayeyi kim anlattı?
The story seems true.
- Hikâye doğru görünüyor.
This story is short enough to read in one lesson.
- Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
All men are children, and of one family. The same tale sends them all to bed, and wakes them in the morning.
- Bütün erkekler bir çocuktur ve bir aile. Aynı hikaye onları yatmaya gönderir ve onları sabah uyandırır.
It is a very sad tale.
- Bu çok üzücü bir hikaye.
Sami's story fit Layla's account.
- Sami'nin hikayesi Leyla'nın açıklamasına uyuyor.
Tom is reading a short story.
- Tom kısa bir hikaye okuyor.
He tried writing a short story.
- Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.
The story of the lost prince was a fiction.
- Kayıp prensin hikayesi bir kurgu idi.
Is that story fact or fiction?
- O hikâye gerçek mi yoksa kurgu mu?
Tom has a history of drug abuse.
- Tom'un bir madde bağımlılığı hikayesi var.
Can you tell me your past medical history?
- Bana geçmiş tıbbi hikayeni anlatır mısın?
My grandfather tells hundreds of anecdotes.
- Büyük babam yüzlerce kısa hikaye anlatır.
Dan's version of the story didn't match the evidence.
- Dan'ın hikaye versiyonu kanıtla eşleşmedi.
Please tell me your version of what happened.
- Lütfen bana ne olduğuyla ilgili senin hikayeni anlat.
Mary complained about her husband again - the same old story.
- Mary kocası hakkında yine yakındı - aynı eski hikaye.
Paul was reading a short story last night.
- Paul dün gece bir kısa hikaye okuyordu.
The heart of the tragedy, as of a short story, is a conflict.
- Trajedinin kalbi, bir kısa hikaye olarak, bir çatışmadır.