He is richer than anyone else in this town.
- O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.
He did the work better than anyone else.
- İşi herkesten daha iyi yaptı.
I haven't seen anyone else here besides you and me.
Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
- Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
She is loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilir.
Everybody knows the news.
- Herkes haberi biliyor.
He is liked by everybody.
- O herkes tarafından sevilir.
They all laughed at his error.
- Herkes onun hatasına güldü.
That dispute has been settled once and for all.
- O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için.
He is richer than anyone else in this town.
- O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.
Tom is better at science than anyone else in his class.
- Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
Everybody should help each other.
- Herkes birbirine yardım etmeli.
Everybody in the room knew each other.
- Odadaki herkes birbirini tanıyordu.
Sam helps whoever asks him to.
- Sam yardım isteyen herkese yardım eder.
You may give this picture to whoever wants it.
- Bu resmi isteyen herkese verebilirsin.
A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world!
- Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!
I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world.
- Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.
Thank you one and all.
- Herkese teşekkür ederim.
Anybody and everybody wants to go abroad.
- Herhangi biri ve herkes yurtdışına gitmek ister.
Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks.
- Tom ve Mary hem çok nazikler hem de isteyen herkese yardımcı olacaklar.
In order to make us and everyone else remember this day, I ask everyone to plant a tree with us.
- Bize ve başka herkese bu günü hatırlatmak için, bizimle birlikte herkese bir ağaç dikmesini rica ediyorum.
Tom decided to say nothing until everyone else had given their opinions.
- Başka herkes fikrini söyleyinceye kadar Tom bir şey söylememeye karar verdi.
If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
- Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
Everybody likes polite people.
- Herkes kibar insanları sever.
Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.
- Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
Death is like a race in which everyone tries to finish last.
- Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.