Onun nerede yaşadığını öğrenmek için onu eve kadar izledi.
- She followed him home to find out where he lived.
Hâlâ Tom hakkında öğrenmek zorundayım.
- I still have to find out about Tom.
Tom on üç yaşına kadar evlat edinildiğini anlamadı.
- Tom didn't find out he had been adopted until he was thirteen.
Ailen anlarsa başın belaya girer.
- You'll get into trouble if your parents find out.