her yere

listen to the pronunciation of her yere
Турецкий язык - Английский Язык
everywhere

Tom couldn't find Mary even though he said he looked just about everywhere. - Tom neredeyse her yere baktığını söylese bile Mary'yi bulamadı.

I looked everywhere, but I couldn't find Tom. - Her yere baktım fakat Tom'u bulamadım.

anywhere

Tom rarely walks anywhere. - Tom nadiren her yere yürür.

Tom seldom walks anywhere. - Tom nadiren her yere yürür.

her yer
everywhere

These are on sale everywhere. - Bunlar her yerde satılıyor.

You can't get lost in big cities; there are maps everywhere! - Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!

her yer
(deyim) up hill and down dale
her yer
anywhere

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

That kind of thing can't be found just anywhere. - O tür şey her yerde bulunamaz.

her yer
everyplace
her yer
every place
her yer
all over

A lot of people want peace all over the world. - Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.

The man is well-known all over the village. - Adam köyün her yerinde iyi tanınmıştır.

her yer
all around

He left his books all around the house. - O, kitaplarını evin her yerine bıraktı.

There were flowers all around. - Her yerde çiçekler vardı.

her yer
every place, everywhere
her yere
Избранное