her kes

listen to the pronunciation of her kes
Турецкий язык - Английский Язык

Определение her kes в Турецкий язык Английский Язык словарь

herkes
everyone

Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work. - Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests. - Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

herkes
everybody

Everybody knew that she was being pushy. - Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.

He is liked by everybody. - O herkes tarafından sevilir.

herkes
{i} all

They all laughed at his error. - Herkes onun hatasına güldü.

The law is equal for all. - Kanun herkes için aynıdır.

herkes
anyone

Anyone can do it if they try. - Bunu herkes yapabilir, denedikleri sürece.

She accepts criticism from anyone but her parents. - O, anne ve babası dışında herkesten eleştiri kabul eder.

herkes
each

Everybody in the room knew each other. - Odadaki herkes birbirini tanıyordu.

I wanted everyone to get along with each other. - Herkesin birbiriyle iyi geçinmesini istedim.

herkes
high and low
herkes
young and old
herkes
whoever

Sam helps whoever asks him to. - Sam yardım isteyen herkese yardım eder.

His parents helped whoever asked for their help. - Onun ebeveynleri yardımlarını isteyen herkese yardım etti.

herkes
all the world

A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world! - Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!

I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world. - Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

herkes
one and all

Thank you one and all. - Herkese teşekkür ederim.

herkes
every mother's son
herkes
anybody

Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody. - Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody. - Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.

Herkes
all hands
herkes
everyone else

Everyone else waited. - Başka herkes bekledi.

Tom decided to say nothing until everyone else had given their opinions. - Başka herkes fikrini söyleyinceye kadar Tom bir şey söylememeye karar verdi.

herkes
everybodys
herkes
to a man
herkes
everybody, everyone
herkes
every damned one
herkes
everybody, everyone, all
herkes
people

If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child! - Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.

Tom thinks people shouldn't eat in public. - Tom insanların herkesin önünde yemek yememeleri gerektiğini düşünüyor.

herkes
the whole caboodle
herkes
all and sundry
herkes
last

The committee stayed up late last night trying to work out measures that would please everyone. - Komite herkesi memnun edecek önlemleri düzenlemek için dün gece geç saatlere kadar yatmadı.

Death is like a race in which everyone tries to finish last. - Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.

herkes
every man jack
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение her kes в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Herkes
cümle alem
Herkes
ortalık
Herkes
kâinat
herkes
İnsanların bütünü
herkes
İnsanların bütünü: "Neylersin ölüm herkesin başında / Uyudun uyanmadın olacak."- C. S. Tarancı
herkes
Olur olmaz kimseler
herkes
Olur olmaz kimseler: "Rastgele herkes nasihat vermeye başlamıştır."- B. Felek