In any case, I should call.
- Her halükarda, aramalıyım.
In any case, we'll go.
- Her halükarda, gideceğiz.
We'll be there rain or shine.
- Her halükarda orada yapıyor olacağız.
There are exceptions, however.
- Her halükârda istisnalar vardır.
It's too late anyway.
- Her halükarda çok geç.
Tom didn't feel well, but he went to work anyway.
- Tom iyi hissediyordu, ama her halükarda çalışmaya gitti.
Either way, you lose.
- Her halükarda kaybedersin.
I don't mind either way.
- Her halükarda umurumda değil.
It's worth trying at all events.
- Her halükarda denemeye değer.
I will leave tomorrow, in any event.
- Her halükarda, yarın gideceğim.