Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
- They debated other parts of the proposal.
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
- In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
Onların tarafında bir hataydı.
- It was a mistake on their part.
Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.
- The police regarded him as a party to the crime.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that it was partially his fault.
Yarın akşam bir partimiz var.
- We have a party tomorrow evening.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
- I try to do my part to help the community.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
- The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
- A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı.
- Tom budgeted three hundred dollars for the party.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
- I have no idea why you want to part with that.
O, evinden ayrılmak istemedi.
- He didn't want to part with his house.