hence, a small quantity

Английский Язык - Турецкий язык

Определение hence, a small quantity в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

mouthful

söylenmesi güç ve çok uzun sözcük

mouthful

ağız dolusu lokma

spoonful

kaşık dolu

Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi. - Tom ate a spoonful of peanut butter.

Tom kavanozdan bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yemekten hoşlanıyor. - Tom likes to eat spoonfuls of peanut butter right out of the jar.

mouthful

dili telaffuzu güç kelime

mouthful

{i} ağız dolusu

mouthful

ağzın alabildiği miktar

mouthful

{i} lokma: He couldn't eat another mouthful. Bir

mouthful

{i} söylemesi zor kelime

mouthful

{i} ağız dolusu: He spit out a mouthful of cherries. Ağzına doldurduğu kirazları tükürdü

mouthful

ağızdolusu

mouthful

say a mouthful argo isabetli bir şey söylemek

mouthful

{i} lokma

Ben bir lokma daha yiyemedim. - I couldn't eat another mouthful.

mouthful

tekerleme/lokma

spoonful

{i} kaşık dolusu

Ben her zaman çayıma bir kaşık dolusu bal eklerim. - I always add a spoonful of honey to my tea.

Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi. - Tom ate a spoonful of peanut butter.

spoonful

(isim) kaşık dolusu

Английский Язык - Английский Язык

Определение hence, a small quantity в Английский Язык Английский Язык словарь

mouthful

spoonful

Связанные Термины

A small quantity

damn

Расстановка переносов

hence, a small quan·ti·ty