Bir makbuz istiyorum, lütfen.
- I'd like a receipt, please.
Ben bir makbuz alabilir miyim.
- May I have a receipt?
Makbuzunuzu almayı unutmayın.
- Don't forget the receipt.
Bir makbuz almayı unutma.
- Be sure to get a receipt.
Tom fişi Mary'ye verdi ve onu cüzdanına koymasını söyledi.
- Tom gave Mary the receipt and told her to put it in her purse.
Ben fişinizi yazarken siz de lütfen bekleyin/iz.
- Please wait a moment while I write out your receipt.