Tom hardly ever listens to the radio.
- Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez.
I could hardly understand him.
- Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.
Tom scarcely ever gets any exercise.
- Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz.
Tom scarcely ever gets any exercise.
- Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz.
It's hardly raining at all.
- Hemen hemen hiç yağmur yağmıyor.
I could hardly understand him.
- Ben onu hemen hemen hiç anlayamadım.
Tom hardly ever speaks to me anymore.
- Tom artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.
Tom hardly ever listens to the radio.
- Tom hemen hemen hiç radyo dinlemez.
The mother said little to the daughters.
- Anne kızlarına hemen hemen hiç bir şey söylemedi.
The mother said little to the sons.
- Anne oğullarına hemen hemen hiç bir şey söylemedi.
I barely know the city.
- Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum.
He barely speaks to me anymore.
- O artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.