The invitation said, No gifts, please.
- Davetiye, Hediyeler yok, lütfen diyordu.
He accepted gifts from them.
- O, onlardan hediyeler kabul etti.
I got you a pen as a birthday present.
- Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
My uncle gave him a present.
- Amcam ona bir hediye verdi.
Is this gift Laura's?
- Bu hediye Laura'nın mı?
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
There are many souvenir shops in the old city.
- Eski şehirde birçok hediyelik eşya mağazaları vardır.
Is there any souvenir shop around here?
- Bu çevrede bir hediyelik eşya dükkanı var mı?
The boxes are gifts. What do they contain?
- Kutular hediyedir. Onların içinde ne var?
I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.
- Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım.