Size içten tebriklerimi sunarım.
- I offer you my hearty congratulations.
Tom, Mary'yi içten karşıladı.
- Tom gave Mary a hearty welcome.
O konuklarını yürekten ağırladı.
- She gave her guests a hearty reception.
Doyurucu bir kahvaltı yaptım.
- I had a hearty breakfast.
Eve gittim ve doyurucu bir kahvaltı yaptım.
- I went home and ate a hearty breakfast.
Full of hearty tears For our good father's loss. Marston.