Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
- We heard the boy playing the violin.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
- We were delighted to hear of his success.
Tom duyulmak için bağırmak zorunda kaldı.
- Tom had to shout to be heard.
Herkes tarafından duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştum.
- I spoke in a voice loud enough to be heard by everyone.
Sorry buddy, I've never heard of you.
... So five years ago, the Galaxy had been heard of but I think ...
... we put DRM on ebooks. This is crazy. It's like they've never heard of typists. [laughter] ...