hazırlanmakta

listen to the pronunciation of hazırlanmakta
Турецкий язык - Английский Язык
afoot

There is a movement afoot and nobody is noticing it. - Hazırlanmakta olan bir hareket var ve hiç kimse bunu fark etmiyor.

in hand
hazırla
prepare

The cook prepares different dishes every day. - Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

I have to prepare for the test in English. - İngilizce test için hazırlanmak zorundayım.

hazırla
{f} priming
hazırla
{f} steel
hazırla
{f} preparing

He was in charge of preparing a magazine for publication. - O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.

He is busy preparing for the examination. - O, sınava hazırlanmakla meşgul.

hazırla
concoct
hazırla
drawn up

He has drawn up a will. - O, bir vasiyetname hazırladı.

hazırla
{f} prepared

He prepared his speech very carefully. - Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

Tom prepared dinner by himself. - Tom akşam yemeğini kendisi hazırladı.

hazırlanmakta
Избранное