We failed due to a lack of preparation.
- Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.
Tom has to get ready for work.
- Tom iş için hazırlanmak zorunda.
I've got to get ready.
- Hazırlanmak zorundayım.
I have to prepare for the test.
- Test için hazırlanmak zorundayım.
It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam.
- Bu sınava hazırlanmak en az 10 saatimi alacaktır.
He prepared his speech very carefully.
- Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
You should prepare for the worst.
- En kötüsü için hazırlanmalısın.
Tom wanted to be prepared.
- Tom hazırlanmak istedi.
Sami had to be prepared to take risks.
- Sami risk almak için hazırlanmak zorundaydı.
Tom wants to be prepared.
- Tom hazırlanmak istiyor.
Tom wanted to be prepared.
- Tom hazırlanmak istedi.
She is busy preparing for an examination.
- O, sınava hazırlanmakla meşgul.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
- Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
She prepared the meal in a very short time.
- O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.