In an attempt of escape, the bandit did away with the life of four hostages.
- Kaçış girişiminde, haydut dört rehinenin canına kıydı.
The bandits put a gag in his mouth.
- Haydutlar onun ağzına bir tıkaç koydu.
The small thug beat up the convenience store employee.
- Küçük haydut, market çalışanını dövdü.
Sami recognized one of the thugs who assaulted Layla.
- Sami, Leyla'ya saldıran haydutlardan birini tanıdı.
Gangsters robbed a bank of thousands of dollars.
- Haydutlar bir bankadan binlerce dolar soydu.
Seize this brigand! Prevent him from escaping!
- Bu haydutu yakalayın! Kaçmasına müsaade etmeyin!
Jerry Abershawe was a notorious footpad.
- Jerry Abershawe azılı bir hayduttu.
Those rogue rebels do not deserve to roam the Earth.
- Bu haydut isyancılar dünyada dolaşmayı hak etmiyorlar.
In the late 20th century, Yugoslavia was considered a rogue state by the United States.
- Yugoslavya 20. yüzyılın sonlarında, ABD tarafından haydut devlet olarak kabul edildi.