hayatta kalma

listen to the pronunciation of hayatta kalma
Турецкий язык - Английский Язык
{i} survival

Food, clothing and shelter are the foundations of survival. - Gıda, giyim ve barınak hayatta kalmanın temelleridir.

Adaptation is the key to survival. - Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır.

surviving

If Tom hadn't helped Mary, she wouldn't have stood a chance of surviving. - Eğer Tom Mary'ye yardım etmeseydi, onun hayatta kalma şansı olmayacaktı.

What are my chances of surviving? - Benim hayatta kalma şansım nedir?

staying alive
hayatta kalmak
{f} live
hayatta kalmak
survive

We will need this to survive. - Hayatta kalmak için buna ihtiyacımız olacak.

You were lucky to survive the attack. - Saldırıda hayatta kalmak için şanslıydınız.

hayatta kal
survive

Tom understands what it takes to survive. - Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.

The desire to survive and the fear of death are artistic sentiments. - Hayatta kalma arzusu ve ölüm korkusu artistik duygulardır.

hayatta kal
{f} surviving

You know as well as I do that we have no chance of surviving. - Hayatta kalma şansımız olmadığını benim kadar iyi biliyorsun.

The surviving refugees longed for freedom. - Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

hayatta kalmak
exist
hayatta kalmak
living through

She was living through her daughter.

hayatta kalmak
remain alive
hayatta kalmak
keep alive
hayatta kalmak
to survive

We will need this to survive. - Hayatta kalmak için buna ihtiyacımız olacak.

You were lucky to survive the attack. - Saldırıda hayatta kalmak için şanslıydınız.

hayatta kalma
Избранное