Tom bozuk radyoyu tamir etti. - Tom fixed the broken radio.
Tom bozuk radyoyu tamir etti.
Tom fixed the broken radio.
Benim masa saati bozuk gibi görünüyor. - My clock seems to be broken.
Benim masa saati bozuk gibi görünüyor.
My clock seems to be broken.
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir. - Better a broken promise than none at all.
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir.
Better a broken promise than none at all.
My arm is broken.