Bu mağaza erkek giyimi sunmaktadır.
- This shop carries men's clothing.
Buraya yakın bir giyim mağazası var mı?
- Is there a clothing store near here?
Ben çevrimiçi giysi satarım.
- I sell clothing online.
Ben genellikle yerel bir mağazada giysi satın alırım.
- I usually buy clothing at a local store.
Tom gündelik giysiler giyinmişti.
- Tom was dressed in casual clothing.
Mary kışkırtıcı giysiler giyiyor.
- Mary is wearing provocative clothing.
Ben elbiselerimi berbat edeceğim.
- I'll ruin my clothing.
Tom elbiselerini berbat edecek.
- Tom will ruin his clothing.
Bütün parasını kıyafetlerde çarçur eder.
- She wastes all her money on clothing.
Bu kıyafetler benim iş arkadaşımın, benim değil.
- This clothing is my coworker's, not mine.
Sel kurbanlarına yiyecek ve giyecek sağladık.
- We provided the flood victims with food and clothing.
Onlara giyecek ve biraz yiyecek verdim.
- I gave them clothing and some food.
O, elbisesini mahvediyor.
- He's destroying his clothing.
Lee en güzel elbisesini giymişti.
- Lee was dressed in his finest clothing.