Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok.
- Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.
Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
- Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
Bana seçenek bırakmıyorsun.
- You leave me no alternative.
Başka seçenek olmadığını kabul ettik.
- We agreed that there was no other alternative.
Başka seçenek olmadığını kabul ettik.
- We agreed that there was no other alternative.
Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.
- They had no alternative but to retreat.
Diğer alternatifleri dikkate aldın mı?
- Did you consider other alternatives?
Diğer alternatiflerin ihtimalini düşünmek için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.
- I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility of other alternatives.
Tom'un birden fazla kız arkadaşı var mı?
- Does Tom have more than one girlfriend?
Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı.
- Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other.