havaî

listen to the pronunciation of havaî
Турецкий язык - Английский Язык

Определение havaî в Турецкий язык Английский Язык словарь

havai fişek
firework

These animals were startled by the noise of the fireworks. - Bu hayvanlar havai fişek gürültüsüyle ürkütüldü.

Yesterday, an explosion occurred at the fireworks factory. - Dün havai fişek fabrikasında bir patlama oldu.

havai
{s} overhead
havai
aerial
Havai
Hawaiian, of Hawaii
Havai
1.Hawaii
havai
volatile
havai
sky blue; aerial; flighty, frivolous
havai demiryolu
overhead railway
havai fişek
skyrocket
havai fişek
rocket
havai fişek
Roman candle
havai fişek
sparkler
havai fişek gösterisi
fireworks

Fireworks will begin after dark. - Havai fişek gösterisi hava karardıktan sonra başlayacak.

We enjoyed watching the fireworks on a bridge last summer. - Geçen yaz bir köprüdeki havai fişek gösterisini izleyerek eğlendik.

havai fişek roketi
shell
havai fişek; cep feneri, flaş, ani parıldama
(Askeri) flare patterns; flash
havai fişekçi
pyrotechnist
havai fişekçilik
pyrotechnics
havai hat
suspension railway
havai hat
overhead line
havai kablo
aerial wire
havai kablo
overhead cable
havai kablo
aerial cable
havai kitarası
ukulele
havai kök
aerial root
havai tip
trifler
havai çiçek kolyesi
lei
havai
capricious
havai
skittish
havai
giddy
havai
perky
havai
frivolous
havai
light-minded
havai
flighty
havai
ethereal
havai
{s} airy
havai
barmy
havai
garish
kıvrık havai fişek
serpent
platformda yapılan havai fişek gösterisi
set piece
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) (C.: Havâiyât) Havaya âit ve müteallik. Hava ile alâkalı
(Osmanlı Dönemi) Heves ve nefis hesabına olan, boşuna veya çirkin. Günahlı iş. Nefsâni hâl ve hareketler
havai
mecaz - Dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa
havai
Açık mavi renginde olan: "Havaî gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı."- Y. K. Karaosmanoğlu
havai
mecaz - Değersiz, boş: "Ne yapıp yapmış bu havaî konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu."- Y. K. Karaosmanoğlu
havai
Hava ile ilgili, havada bulunan
HAVAi
Dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa
HAVAi
Açık mavi renginde olan: "Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı."- Y. K. Karaosmanoğlu
HAVAi
Değersiz, boş: "Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu."- Y. K. Karaosmanoğlu
havai
Değersiz, boş
havai
(Osmanlı Dönemi) havaya ait olan her bir unsur
havai
Dilediği gibi davranan, uçarı
havai
Uçarı, yeleme
havai
Açık mavi renginde olan
havai fişek
Törenlerde, geceleri yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek
havai fişek
Geceleyin düşman bölgelerini aydınlatmak amacıyla kullanılan fişek
havai mavi
Bu renkte olan
havai mavi
Göğün rengi, açık mavi
Havai
yeleme
havaî
Избранное