hav

listen to the pronunciation of hav
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Şeftâli gibi bazı meyvelerin üzerlerinde bulunan ince tüy
(Osmanlı Dönemi) Çuha ve buna benzer kumaşların ters yüzlerinde bulunan tüy
Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri
Keçenin pişirilmesi sırasında ortaya çıkan değersiz yün parçaları
Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy
Kumaş yüzeyindeki tüycükler ve bunların uçuntuları
Kadife, çuha, yün gibi kumaşların yüzeyindeki ince tüy
Kadifenin ince tüyü,kumaş tüyü
HAV'EB
(Osmanlı Dönemi) Çeşme
HAV'EB
(Osmanlı Dönemi) Pek büyük kova
HAV'EB
(Osmanlı Dönemi) Geniş dere
HAV'EB
(Osmanlı Dönemi) Basra yakınında bir mevkinin adı
Итальянский Язык - Турецкий язык
havlanma
a HAV
to hav
Датский Язык - Турецкий язык
denizler
Немецкий Язык - Турецкий язык
havlanma
Португальский Язык - Турецкий язык
to hav
Английский Язык - Английский Язык
hepatitis A virus
Турецкий язык - Английский Язык
fuzz
pile
nap, pile (of cloth)
nap
floss
down

The car broke down on the way to the airport. - Araba havalimanına giderken bozuldu.

Please tell me which railway line to use from the airport to downtown. - Havalanından şehir merkezine hangi demir yolu hattını kullanacağımı bana söyle lütfen.

nap, pile, down, fuzz
fluff
hav döküntüsü
fluff
hav hav
bow-wow
hav hav
Bow-wow!/Woof woof!
üzerinde hav oluşmak
To pile on the form
uzun hav
high pile
hav
Избранное