Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

hauptsache

listen to the pronunciation of hauptsache
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'hauptzahı} e asıl sorun, esas mesele
[die] en önemli şey
n. e. 'hauptzahı asıl sorun, esas mesele
asIl mesele
Английский Язык - Турецкий язык

Определение hauptsache в Английский Язык Турецкий язык словарь

essential
ana
essential
esas

Kahkaha iyi bir ilişkide esastır. - Laughter is essential in a good relationship.

Benzetme esasen doğrudur. - The analogy is essentially correct.

essential
gerekli

Sağlık mutluluk için gereklidir. - Health is essential to happiness.

Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir. - The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.

essential
şart
essential
gerekli olan şey
essential
esas özellik
essential
asıl gerekli şey
essential
{s} asıl, esas, temel, ana
essential
(İnşaat) temel gereksinim
essential
temel

Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim. - The essential points of my argument have been expressed in the preceding pages.

Eğitim, yaşamın en temel yönlerinden biridir. - Education is one of the most essential aspects of life.

essential
başlıca
essential
essential mineral bir kayadaki esas maden essential oil bitkilerden elde
essential
{s} köklü
essential
(sıfat) köklü, esaslı, başlıca, gerekli, zorunlu, esans türünden
essential
gerçek
essential
{s} esans türünden
essential
temelli