The rock band damaged the hotel room.
- Rock grubu otel odasına hasar verdi.
Maybe I accidentally damaged it.
- Belki ona yanlışlıkla hasar verdim.
The spell of drought did severe damage to the harvest.
- Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.
The storm did a lot of damage to the crops.
- Fırtına ürünlere çok hasar verdi.