She's really touchy about her new braces.
- O, yeni pantolon askısı hakkında gerçekten hassas.
I felt bad, so I was admitted into the hospital. However, it turned out that there was nothing really wrong with me.
- Kötü hissediyordum, bu yüzden hastaneye kabul edildim. Fakat bende gerçekten sağlıksız bir şey olmadığı anlaşıldı.
If your illness becomes worse, call in a specialist.
- Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
There are few specialists in the world who can treat this disease.
- Dünyada bu hastalığı tedavi edebilen az sayıda uzman var.
He that hath ears to hear, let him hear.
- Whoever has ears to hear, let him hear.
Leyla her zaman kendi işini sahip olmak istedi.
- Layla has always wanted to have her own business.
Tom her zaman kendi yoluna sahip olmak zorunda olan insan türüdür.
- Tom is the type of person who always has to have his own way.