It is very dangerous to jump aboard the train when it is moving.
- Hareket eden trene atlamak çok tehlikelidir.
I felt something moving on my back.
- Sırtımda hareket eden bir şey hissettim.
George felt the train begin to move.
- George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.
- Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
You should have acted on her advice.
- Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.
All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.