hareket eden

listen to the pronunciation of hareket eden
Турецкий язык - Английский Язык
mobilizing
mobile
moving

It is very dangerous to jump aboard the train when it is moving. - Hareket eden trene atlamak çok tehlikelidir.

I felt something moving on my back. - Sırtımda hareket eden bir şey hissettim.

acting
going
düşünmeden hareket eden
impulsive
hareket et
{f} move

George felt the train begin to move. - George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.

Nothing's wrong with the engine, but my car won't move. - Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.

hareket et
locomote
hareket et
made move
hareket et
make a motion
hareket et
made a motion
hareket et
{f} act

You should have acted on her advice. - Onun tavsiyesi üzerine hareket etmeliydin.

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood. - Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

hareket et
make move
amaçları doğrultusunda hareket eden kimse
goalgetter
aynı yörüngede hareket eden
synchronous
hareket et
sashay
kendi kendine hareket eden
(Askeri) self-sustained
kendiliğinden hareket eden
motile
yavaş hareket eden kimse
snail
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) NÂBIZ
Английский Язык - Турецкий язык

Определение hareket eden в Английский Язык Турецкий язык словарь

toprak içinde gravite etkisi ile hareket eden su
gravitasyonla su
hareket eden
Избранное