harcanmak

listen to the pronunciation of harcanmak
Турецкий язык - Английский Язык
to be spent, be expended
slang to be killed, be done in
to be ruined, be expended; to be harmed
to be sacrificed
to be expended, be used up
spent

Life is half spent before we know what it is. - Biz onun ne olduğunu öğrenmeden önce Hayatın yarısı harcanmaktadır.

Less than 1% of the budget is spent on foreign aid. - Bütçenin % 1'inden azı dış yardım harcanmaktadır.

be used up
go on
dissipate
harca
{f} spending

My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price. - Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth. - Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

harca
spend

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

She earns more than she spends. - O harcadığından daha fazla para kazanıyor.

harca
{f} spent

McKinley spent three-and-a-half-million dollars. - McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.

He spent all the money that his friend had lent him. - Arkadaşının ona ödünç verdiği tüm parayı harcadı.

harca
pay out
harca
expend

The expenditure totaled 200,000 yen. - Harcama 200.000 yen'i buldu.

They will need to reduce their expenditures. - Onların harcamalarını azaltmaları gerekecek.

harca
payout
Турецкий язык - Турецкий язык
Harcama işi yapılmak, harcama işine konu olmak
harcanma
Harcanmak işi
harcanmak
Избранное