harabeler

listen to the pronunciation of harabeler
Турецкий язык - Английский Язык
relics
ruins

The archaeologist is studying old Roman ruins. - Arkeolog eski Roma harabeleri üzerinde çalışıyor.

One thousand buildings lay in ruins. - Binlerce bina harabelerde yatıyordu.

harabe
ruin

I want to visit the ruins of Machu Picchu. - Ben, Machu Picchu harabelerini ziyaret etmek isterim.

The city was in ruins. - Şehir harabeye dönmüştü.

harabe
{i} wreck

After the hurricane, their house was a wreck. - Kasırgadan sonra, evleri bir harabeydi.

You're a total wreck. - Sen tam bir harabesin.

harabe
ruins, remains
harabe
waste
harabe
slum
harabe
wrack
harabe
desolation
harabe
wrecks
harabe
ruins " ören, kalıntı; ramshackle building" yıkı
harabe
derelict
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение harabeler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

HARABE
(Osmanlı Dönemi) Harab yer. Şehir veya ev yıkıntısı. Perişan yerler
harabe
Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı
harabe
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı: "Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz."- F. R. Atay
harabe
Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, kalıntı
harabe
Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı: "Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım."- S. F. Abasıyanık
harabeler
Избранное