Every person has hang-ups about their appearence.
Onun benim mükemmel olmam hakkında bir takıntısı var.
- She's got a hang-up about me being perfect.
Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunda telefonu kapamak üzereydi.
- Tom was just about to hang up when he heard Mary scream.
Telefonu henüz kapatmayın, lütfen.
- Don't hang up yet, please.
Telefonu kapatmadan önce Ryoko ile tekrar konuşabilir miyim?
- Can I talk to Ryoko again before you hang up?
Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunda telefonu kapamak üzereydi.
- Tom was just about to hang up when he heard Mary scream.
Mandallar kıyafet asmak için kullanılır.
- Clothespins are used to hang up clothes.
Tom ceketini asmak için dolabı açtı.
- Tom opened the closet to hang up his coat.
Lütfen telefonu kapatma.
- Please don't hang up.
Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunda telefonu kapamak üzereydi.
- Tom was just about to hang up when he heard Mary scream.
When my mother started telling me to be careful over the phone, I threatened to hang up on her.
I hung up my washing on the line.