Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
- The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
Mavi spor araba durma noktasına geldi.
- The blue sports car came to a screeching halt.
Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
- They were unanimous that the war should be brought to a halt.
Tüm trafik, başkanlık konvoyunun geçmesine izin vermek için durduruldu.
- All traffic was halted to let the presidential motorcade pass.
Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
- It was because of the storm that the trains were halted.
Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
- Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
It is better for the to goo halt into lyfe, then with ij. fete to be cast into hell .
... that has halted the progress Iran's nuclear program ...