halkçı

listen to the pronunciation of halkçı
Турецкий язык - Английский Язык
democrat
populist, populistic
(a) populist
halk
public

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

The castle has been restored and is open to the public. - Kale restore edildi ve halka açık.

halk
folk

In the 1960s, folk music was very popular. - 1960'larda halk müziği çok popülerdi.

I'm sure your folks miss you. - Eminim ki halkın seni özlüyordur.

halk
(Hukuk) people

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

Some young Japanese people prefer being single to being married. - Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.

halk
community

Classes at the community center are free. - Halkevindeki sınıflar ücretsiz.

Tom went to community college. - Tom halk eğitim merkezine gitti.

halk
popular

He won by a small number of popular votes. - Az sayıda halk oyu kazandı.

In the 1960s, folk music was very popular. - 1960'larda halk müziği çok popülerdi.

halk
population

That island's population lives on fishing. - O adadaki halk geçimini balıkçılıkla sağlıyor.

The population was crushed by the taxes. - Halk, vergiler tarafından ezildi.

halk
{i} commune
halk
ordinary people
halk
country

The people of this country have become disillusioned with the political establishment. - Bu ülkenin halkı siyasi yönetimden hayalkırıklığına uğradı.

In my country, our people don't like others who are cleverer than them. - Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.

halk
subjects

I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one. - Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.

halk
general public

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı halka hitap etti.

halk
file
halk
peoples

Many Pacific peoples immigrate to New Zealand, the home of the Polynesian Maoris. - Birçok Pasifik halkları, Polinezya Maorilerin vatanı Yeni Zelanda'ya göç ederler.

Many peoples live in Asia. - Birçok halklar Asya'da yaşar.

halk
folks

I've already sung three folks songs tonight. - Bu gece şimdiden üç tane halk şarkısı söyledim.

I'm sure your folks miss you. - Eminim ki halkın seni özlüyordur.

halk
plebs
halk
general

The mayor addressed the general public. - Belediye başkanı halka hitap etti.

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

halk
grass roots
Avrupa Halkçı Parti grubu
(Hukuk) European People's group
halk
people, nation, public, folk; people, populace
halk
demo

Democracy is the government of the people, by the people, for the people. - Demokrasi; halkın, halk için, halk tarafından yönetilmesidir.

The first lesson in democracy is to abide by the will of the people. - Demokraside ilk ders halkın iradesine uymaktır.

halk
the vulgar
halk
populace

The populace have never forgotten the president's generosity. - Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.

I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates. - Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.

halk
demos
halk
the people

In many areas, there was little food and the people were hungry. - Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.

The president of the republic is chosen by the people. - Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.

halk
communal
halk
the community

She sacrifies herself for the community. - Halk için kendini kurban ediyor.

Tom's death shocked the community. - Tom'un ölümü halkı şok etti.

halk
vulgar
halk
the crowd
halk
the million
halk
million
halk
the common people
Английский Язык - Английский Язык

Определение halkçı в Английский Язык Английский Язык словарь

halk
A nook; a corner
Турецкий язык - Турецкий язык
Halkın yararı için uğraşan (kimse)
popülist
Halk
cumhur
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü: "Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir."- O. V. Kanık
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü: "Bütün köy halkı orada idi."- Ö. Seyfettin
halk
Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu
halk
Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü
halk
Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri
halk
Yöneticilere göre bir ülkedeki yurttaşların bütünü
Halk
ahali
halk
Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu
halk
Yaratma
halk
Aydınların dışında kalan topluluk
halk
(Osmanlı Dönemi) yarâtma, var etme
Halk
avam
HALK
(Osmanlı Dönemi) Boğaz
HALK
(Osmanlı Dönemi) Tıraş etmek
Halk
folk
Halk
(Osmanlı Dönemi) HİCCİRE
Halk
el
Halk
beraya
Halk
enam
Halk
(Osmanlı Dönemi) ÂLEM
halkçı
Избранное