Babanın kız kardeşine hala denir.
- Babanın bacısına hala denir.
My father named me after his aunt.
- Babam bana halasının adını verdi.
My aunt has three children.
- Halamın üç çocuğu var.
The event is still fresh in our memory.
- Olay anımızda hâlâ tazedir.
Hello? Are you still here?
- Merhaba? Hâlâ burada mısın?
Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
- Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.
Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.
- Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.