Rüyalar hakikati söyler.
- Dreams tell the truth.
Hakikat en iyi yalandır.
- The truth is the best lie.
Bunda doğruluk payı olabilir.
- There may be some truth to this.
Bunda doğruluk payı var.
- There's some truth to this.
Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.
- To tell the truth, I am not your father.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ben şiddet filmlerinden bıktım.
- To tell the truth, I'm tired of violent movies.
Sonunda gerçek bizim tarafımızdan öğrenildi.
- At last, the truth became known to us.
Söylenenlere göre, o gerçek.
- By all accounts, it is truth.
Rüyalar hakikati söyler.
- Dreams tell the truth.
Ona hakikati söyletmekte başarılı oldu.
- She succeeded in getting him to tell the truth.
Gerçeklik ve gerçek arasındaki fark nedir?
- What is the difference between reality and truth?
Birçok gerçekler ama yalnızca tek gerçeklik vardır.
- There are many truths, but only one reality.
Tom gerçekten gerçeği Mary'ye söylemeli.
- Tom really needs to tell Mary the truth.
Biz gerçekten bir şey bilmiyoruz; gerçek derinde yatıyor.
- But we know nothing really; for truth lies deep down.