hükümlülük

listen to the pronunciation of hükümlülük
Турецкий язык - Английский Язык

Определение hükümlülük в Турецкий язык Английский Язык словарь

hükümlü
convict

The escaped convicts agreed to part ways. - Kaçan hükümlüler yollarını ayırmaya karar verdiler.

The police are hunting an escaped convict in this area. - Polis bu alanda kaçan bir hükümlüyü arıyor.

hükümlü
condemned
hükümlü
prisoner

He tortured a prisoner. - O bir hükümlüye işkence etti.

The prison guard made every prisoner write a novel. - Hapishane gardiyanı her hükümlüye bir roman yazdırdı.

hükümlü
sentenced

Tom learnt that he was the only convict sentenced to life imprisonment in that prison. - Tom o hapishanede ömür boyu hapse mahkum tek hükümlü olduğunu öğrendi.

hükümlü
lag
hükümlü
condemned, sentenced; convict
hükümlü
culprit
hükümlü
sentenced, condemned
Турецкий язык - Турецкий язык
Hükümlü olma durumu
HÜKÜMLÜ
(Osmanlı Dönemi) Bir hüküm ve emri bildiren
HÜKÜMLÜ
(Osmanlı Dönemi) Mahkemece hüküm giymiş kimse
hükümlü
Ceza hükmü verilmiş olan, mahkûm
hükümlülük
Избранное