hängenbleiben

listen to the pronunciation of hängenbleiben
Немецкий Язык - Турецкий язык
Английский Язык - Турецкий язык

Определение hängenbleiben в Английский Язык Турецкий язык словарь

catching
{i} yakalayış
catching
{i} kapma

Bir virüs kapmaktan korkmuyor musunuz? - Aren't you afraid of catching a virus?

Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz. - Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.

clinging
sarılan
clinging
yapışan
clinging
kopamayan
catching
bulaşıcı
catching
{f} yakala

11:00 trenini yakalayacağım. - I'm catching the 11:00 train.

Kaplanı canlı yakalamayı başardılar. - They succeeded in catching the tiger alive.

clinging
çok bağlı
clinging
sıkan
catching
ilgi çekici/bulaşıcı
catching
catch başla/tak/yakala
catching
{s} cazip
catching
{s} çekici
catching
(isim) kapma
catching
sâri
clinging
sıkı
clinging
{i} tırmanma