In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings!
- Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.
I had a marvelous time.
- Harika bir zaman geçirdim.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
Thank you for the wonderful gift.
- Harika hediye için teşekkürler.
I've never seen such a wonderful sunset.
- Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
We saw Mac make a fantastic shot.
- Mac'in harika bir vuruş yaptığını gördük
The beautiful color of the sky soon faded away.
- Gökyüzünün harika rengi az sonra yok oldu.
This caterpillar will become a beautiful butterfly.
- Bu tırtıl harika bir kelebek olacak.
When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.
- On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.
How wonderful were the good old days.
- Eski güzel günler ne kadar harikaydı.
Don't you think it's cool?
- Bunun harika olduğunu düşünmüyor musun?
I thought it was cool.
- Onun harika olduğunu düşündüm.
I finally came up with a great idea.
- Sonunda harika bir çözüm buldum.
I've got some great ideas but I need money.
- Birkaç harika fikrim var ama paraya ihtiyâcım var.
What a gorgeous coat you're wearing!
- Ne harika bir ceket giyiyorsun!
The dress is absolutely gorgeous.
- Elbise kesinlikle harika.
I think that's absolutely fabulous.
- Onun kesinlikle harika olduğunu düşünüyorum.
I hope you're having a fabulous day and we need to celebrate our birthdays together soon!
- Harika bir gün yaşadığınızı umuyorum ve yakında birlikte doğum günlerimizi kutlamamız gerekiyor!
You did an incredible job.
- Harika bir iş yaptın.
You've done a superb job.
- Harika bir iş yaptın.
Tom did a splendid job.
- Tom harika bir iş yaptı.
She has a marvelous sense of humor.
- Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
I thought it was marvelous.
- Onun harika olduğunu düşündüm.
Tom is a child prodigy.
- Tom harika bir çocuk.
For children, this world is full of wonders and miracles.
- Çocuklar için, bu dünya harikalar ve mucizelerle doludur.
I really do feel phenomenal now.
- Şu an gerçekten harika hissediyorum.
I don't know what it was, but it was marvellous!
- Onun ne olduğunu bilmiyordum ama harikaydı!
It's marvellous to listen to a learned person.
- Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
Oh, Mary, you look terrific!
- Ah, Mary, harika görünüyorsun!
This all sounds great.
- Bunun hepsi harika görünüyor.
The human brain is a wondrous thing. It works until the moment you stand up to make a speech.
- İnsan beyni harika bir şeydir. Konuşmak için sen ayakta kalana kadar çalışır.